Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Ahlâkı ve İnsanlarla İlişkisi

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- insanların en güzel yüzlüsü ve en güzel ahlâklısı idi[1]. Söz ve davranışlarında müstehcen, bu işi yapmaya kendini zorlayan ve pazarlarda bağırıp çağıran biri değildi. Kötülüğe kötülükle karşılık vermezdi.Kendisine kötülükte bulunan kimseyi affeder ve kusurunu görmezden gelirdi.[2] Allah’ın çizdiği haram sınırlarından biri çiğnenmediği sürece yapılan bir zulmün intikamını almaya asla çalışmazdı ve bu konuda insanlar arasında en çok o öfkelenirdi. İki şey arasında tercih yapmak istediğinde günah olmadığı sürece kolay olanını tercih ederdi.[3] Allah yolunda yaptığı savaşların dışında,eliyle ne bir köleye, ne bir kadına, ne de bir hizmetçiye vurmuştur.[4]

Enes b. Mâlik -Allah ondan râzı olsun- der ki:

"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e on yıl boyunca hizmet ettim.Bir defa olsun bana öf bile demedi.Yaptığım hiçbir iş için, niçin onu yaptın; yapmadığım herhangi bir iş için, niçin o işi yapmadın da demedi."

[5]

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- birisiyle tokalaştığı veya birisi onunla tokalaştığı zaman, o kimse elini çekinceye kadar elini çekmezdi.[6] Bir kişi ile konuşurken yüzünü de ona doğru dönerdi ki kendisine insanların en sevimlisi onun olduğunu zannederdi.[7]

Cerir b. Abdullah -Allah ondan râzı olsun- der ki:

"Müslüman olduğumdan beri Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- beni her gördüğünde tebessüm ederdi."

[8]

Abdullah b. Hâris -Allah ondan râzı olsun- der ki:

 "Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den daha çok tebessüm eden birini görmedim."

[9]

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- öyle yavaş konuşurdu ki, bir kimse onun kelimelerini saymak istese sayardı.[10] Dinleyen herkesin anlayacağı şekilde açık konuşurdu.[11] Hızlı konuşmazdı.[12] Anlaşılsın diye bir kelimeyi üç defa tekrar ederdi.[13] Kendisine bir kişi hakkında hoş olmayan bir bilgi geldiği zaman onun ismini vererek: Filan kişiye ne oluyor ki, demezdi; fakat şöyle derdi:

"Birtakım insanlara ne oluyor ki, şöyle şöyle diyorlar", derdi.[14] Her anında Allah’ı zikrederdi.[15] Bir mecliste (oturumda) ashâbı onun yüz defa istiğfar ettiğini saymışlardı.

O şöyle demişti:

"Rabbim! Beni bağışla ve tevbemi kabul et. Şüphesiz ki sen, tevbeleri çokça kabul eden ve çokça bağışlayansın."

[16]

Şöyle demişti:

"Allah'a yemîn ederim ki ben, günde yetmişten fazla istiğfar edip Allah’a tevbe ediyorum."

[17]

En çok yaptığı duâ şu idi:

"Rabbenâ Âtinâ fid-dünya haseneten ve fil-âhirati haseneten ve kınâ azâben-nâr."

"Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ve âhirette de iyilik (cenneti) ver. Ve bizi cehennem azabından koru."

[18]

"Ey kalpleri evirip çeviren (Allahım)! Benim kalbimi senin dînin üzere sabit kıl."

[19]


 Bir oturumu şu sözlerle bitirirdi:

"Allahım! Sana hamd ederek, seni tüm noksanlıklardan tenzih ederim. Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah olmadığına şehâdet ederim. Senden bağışlanma diler ve sana tevbe ederim."

[20]

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- çok hayâlı idi. Öyle ki kendi köşesinde oturan bâkire kızdan daha utangaçtı. Bir şeyden hoşlanmazsa,hoşnutsuzluğu yüzünden bilinirdi.[21]

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- insanların en cömerdi idi. Kendisinden bir şey istendiğinde asla “hayır” demezdi.[22] Fakirlikten endişe etmeyen birisinin verişi gibi verirdi.[23]

Şöyle demişti:

"Şayet benim Uhud dağı kadar altınım olsa, üç günden fazla yanımda ondan bir şey kalması beni memnun etmez. Bekletirsem de sadece ödeyeceğim bir borç kadarını bekletirim."

[24]

İnsanların en yumuşak başlı ve sabırlı olanı idi. Birisi gelmiş ve elbisesini sertçe çekerek boynunda iz bırakmış ve ona kötü sözler söylemişti. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ona dönüp bakmış, tebessüm edip ona hediyeler verilmesini emretmişti.[25]

O, insanların en cesuru idi.Hatta çok cesur bir sahâbe olan Berâ b. Mâlik -Allah ondan râzı olsun- der ki:

"Allah'a yemîn ederim ki biz, savaş kızıştığı zaman, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile korunmaya çalışırdık.İçimizde en cesur olanımız, düşmana çok yakın olmasından dolayı savaş sırasında ona en yakın olanımız idi."

[26]

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ashâbının bir ihtiyacı olduğunda onların sığınağı idi. Bilâl gibi bazılarının borcunu öderdi.[27] Bekârlarını evlendirirdi.[28] Câbir’in bir Yahudi’ye olan borcunu ertelemesi için Yahudi’ye üç defa gidip gelmişti.[29]Kocasını şikâyete gelen kadını dinlemişti.[30] Bir adam gelmiş ve devesinin kendisine güçlük çıkardığından şikâyet etmişti. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kalkmış, onunla beraber devesinin yanına gitmiş, bunun üzerine deve de ona sahibinin kendisini çok çalıştırıp az yem verdiğini şikâyet etmişti.[31] Hayvanlar bile kendilerine insaflı davranılması için Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e şikâyette bulunuyorlardı.

Allah Teâlâ onun hakkında şöyle buyurmakla ne doğru söylemiştir:

"(Ey Peygamber!) Biz seni, âlemlere ancak rahmet olarak gönderdik (sana îmân eden, saadete erip kurtulur, îmân etmeyen ise kaybedip hüsrana uğrar)." [32]

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- mütevâzi idi. Dul kadınlarla ve yoksullarla beraber yürüyüp onların ihtiyaçlarını gidermekten çekinmezdi. [33]

Bir kadın geldi ve:

"Benim sana ihtiyacım var", dedi.

Kadına:

- Ey falancanın annesi! Dilersen yolun bir tarafında otur ve ben de oturayım ki ihtiyacını gidereyim', dedi. (Kadını dinledikten sonra) ayağa kalkıp gitti ve kadının ihtiyacını giderdi. "

[34]

Arpa ekmeğine ve uzun süre beklemekten dolayı kokusu değişmiş içyağına davet edilmişti de o bu daveti kabul etmişti.[35]

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle demişti:

"Bana bir paça hediye edilseydi kabul ederdim. Paça yemeğine davet edilseydim, icabet ederdim."

[36]

Bir Yahudi’ye zırhını rehin olarak bırakmıştı da ölünceye kadar onu kurtaracak bir imkânı bulamamıştı.[37] 

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- çocuklarla şakalaşır ve onlarla oynaşırdı.

Nitekim Enes b. Mâlik -Allah ondan râzı olsun- der ki:

"Âile efradına karşı Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'den daha merhametli hiç kimse görmedim."

[38]

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- çocukların yanına uğrar ve onlara selâm verirdi.[39]

references

[1] Buhârî

[2] Elbânî: Sahîh-i Tirmizi

[3] Buhârî

[4] Müslim

[5] Elbânî: Sahîh-i Tirmizi

[6] Elbânî: Sahîh-i İbn-i Mâce

[7] Buhârî

[8] Buhârî

[9] Tirmizi

[10] Buhârî

[11] Elbânî: Sahîh-i Ebî Dâvud

[12] Buhârî

[13] Buhârî

[14] Elbânî: Sahîh-i Ebî Dâvud

[15] Müslim

[16] Elbânî: Sahîh-i Ebî Dâvud

[17] Buhârî

[18] Buhârî

[19] Elbânî: Sahîh-i Tirmizi

[20] Elbânî: Sahîh-i Ebî Davud

[21] Buhârî

[22] Buhârî

[23] Müslim

[24] Buhârî

[25] Buhârî

[26] Müslim

[27] Buhârî ve Elbânî: Sahîh-i Ebî Dâvud

[28] Buhârî

[29] Buhârî

[30] Buhârî

[31] İmam Ahmed (Hadis, Sahîh-i't-Terğîb'dedir)

[32] Enbiyâ Sûresi:107

[33] Elbânî: Sahîh-i Nesâî

[34] Müslim

[35] Buhârî

[36] Buhârî

[37] Buhârî

[38] Müslim

[39] Buhârî

Dilinizi Seçin