Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Giyimi ve Kuşamı, Yürüyüşü ve Bineğe Binişi

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- elbise giydiği zaman şöyle derdi:

"Bana bu elbiseyi giydiren ve tarafımdan hiçbir güç ve kuvvet harcamaksızın beni onunla rızıklandıran Allah’a hamd olsun."

[1]

Yeni bir elbise giydiği zaman, sarık veya gömlek veya ridâ her ne ise, ismini anarak şöyle duâ ederdi:

"Allahım!Hamd sana’dır.Bunu bana sen giydirdin. Onun ve yapılış gâyesinin hayırlı olmasını senden dilerim.Onun ve yapılış gâyesinin şer olmasından sana sığınırım."

[2]

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in en sevdiği elbise “kamis”[3] ve “hibera”[4] idi. Kamis, dikişli, iki kollu, yakası açık, (günümüzde arapların giydiği) elbiseye benzer uzun gömlektir. Hibera ise, üzerinde kırmızı çizgileri olan pamuklu Yemen kumaşın-dan yapılan elbisedir. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in en sevdiği renk, beyaz idi. Şöyle derdi:

"Elbiselerinizin en hayırlısı beyaz elbiselerdir. Beyaz giyinin ve ölülerinizi beyaz kumaşa kefenleyin."

[5]

Saf kırmızı renkli elbise giymekten hoşlanmazdı ve bunu menetmişti.[6] Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kadının elbisesini giyen erkeğe ve erkeğin elbisesini giyen kadına lanet etmişti.[7]

Abdullah b. Amr’ın üzerinde aspurla boyanmış sarı renkli iki elbise görünce şöyle demişti:

"Bunlar kâfirlerin elbiselerindendir.Bunları giyme"

[8]

Şöhret elbisesini (insanların giydikleri elbiselerden farklı olan elbise),[9] erkeklerin ipekli giymelerini ve altın takmalarını yasaklamıştı.[10] Büyüklük taslamak için elbisenin paçasının yerlerde sürüklenmesini[11] ve mutlak anlamda elbisenin aşık kemiklerinden aşağıya sarkıtılmasını yasaklamış ve şöyle buyurmuştu:

"İzarı (elbisenin alt kısmı)nın paşası, aşık kemiklerinden aşağı sarkan kimse ateştedir."

[12]

Onun izarı, incik kemiğinin yarısına kadar gelirdi.[13] Gömleği giyerken sağından giymeye başlar[14] ve şöyle derdi:

"Elbise giydiğiniz ve abdest aldığınız zaman sağınızdan başlayın."

[15]

Elbisesini çıkarırken soldan başlardı. Ayakkabı/ terlik giyerken de böyle yapardı. Sağ ayak hakkında şöyle buyurmuştu:

"Bu (sağ ayak), giyilen iki ayağın ilki, çıkarılan iki ayağın sonuncusu olsun."

[16]

Tek ayakkabı ile yürümeyi yasaklamıştı.[17] Bazen çıplak ayakla yürürdü.[18] Yürüdüğü zaman yokuştan iniyormuş gibi öne eğilerek yürürdü.[19] Yürüdüğü zaman ne acele eder, ne de yavaş yürürdü.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- hayvanına binmek için ayağını üzengiye koyduğunda: “Bismillah” derdi.Hayvanın sırtına bindiğinde:“Elhamdülillah” derdi. Sonra şu âyeti okurdu:

"Bunu bizim hizmetimize veren Allah'ı tüm noksanlıklardan tenzih ederiz. Yoksa biz buna güç yetiremezdik.Şüphesiz biz, (âhirette) Rabbimize döneceğiz."

[20]

Sonra üç defa “Elhamdülillah”, üç defa “Allahu Ekber” der, sonra şöyle duâ ederdi:

"Allahım! Seni tüm noksanlıklardan tenzih ederim. Ben nefsime zulmettim, beni bağışla. Çünkü günahları ancak sen bağışlarsın.”

[21]


 

references

[1] Elbânî: Sahîh-i Ebî Dâvud

[2] Elbânî: Sahîh-i Ebî Dâvud

[3] Elbânî: Sahîh-i Ebî Dâvud

[4] Buhârî

[5] Sahîh-i İbn-i Mâce

[6] Buhârî

[7] Elbânî: Sahîh-i Ebî Dâvud

[8] Müslim

[9] Elbânî: Sahîh-i Ebî Dâvud

[10] Müslim

[11] Buhârî

[12] Buhârî

[13] Elbânî, 'Şemâil'de 'hadis, sahihtir', demiştir.

[14] Elbânî: Sahîh-i Tirmizi

[15] Elbânî: Sahîh-i Ebî Dâvud.

[16] Buhârî

[17] Buhârî

[18] Elbânî: Sahîh-i Ebî Dâvud

[19] Elbânî: Sahîh-i Tirmizi

[20] Zuhruf Sûresi: 13-14

[21] Elbânî: Sahîh-i Ebî Dâvud

Dilinizi Seçin